Liselere Geçiş Sınavı’na 1 gün kala artan sınav stresi ile baş etmenin en iyi yolunun negatif düşüncelerden uzaklaşmak olduğunu vurgulayan uzmanlar, adaylara, olumsuz düşüncelere kapılan adayların nefes egzersileriyle rahatlamaya çalışmalarını öneriyor.
1 milyon 38 bin 192 öğrencinin katılacağı LGS nedeniyle heyecanlı ve stresli. Uzmanlar, sınava 1 gün kala stres kaygı ve heyecanın kontrollü bir şekilde yönetilebilmesi için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi, Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, bazı öğrencilerin “Sınava hazır değilim”, “Sınavda başarılı olamayacağım” gibi düşüncelere kapılabildiğini ve sınav stresi ile mücadele etmenin en önemli aşamasının ise bu düşünceleri yeniden değerlendirmek olduğunu belirtti.
Bu inançların çok yüksek olduğu öğrencilerin sınav kaygısı ile başa çıkmakta zorlandıklarını belirten Luş, sınav günü ve sınavdan bir gün önce bu düşüncelerin çok şiddetli yaşanmasının sınava hiçbir katkısının olmadığını belirtti.
Luş, sınava girecek öğrencilere, “Sınavdan bir gün önce muhakkak kendilerine şunu hatırlatmaları gerekiyor. İyisiyle kötüsüyle uzun ve zorlu bir hazırlık sürecini geçirdiler. Kendilerince elinden geleni yaptılar ve bu süreci geride bıraktılar. Şunu muhakkak söylesinler, ‘Biliyorum elimden geleni belki yapamadım, belki yaptım ama bunu düşündüğüm zamanlarda elimden gelenin en iyisi de buydu. Hayatta mükemmel diye bir şey yok, mükemmel değilim, kimse mükemmel değil.’ Sınavlar da onların nasıl biri olduğunu belirlemiyor, gerçek başarıyı asla belirlemiyor. Sadece ve sadece o andaki bilgi düzeyini ölçüyor ve hiçbir şeyin sonu değil asla.” şeklinde önerilerde bulundu.
Stresin vücutta fiziksel belirtileri de oluyor
Sınav kaygısının vücutta farklı belirtiler ile de orataya çıkabildiğinden de bahseden Luş, “Özellikle tedirgin olma, endişe, huzursuzluk, yorgunluk, halsizlik, mide bulantısı, bağırsak rahatsızlıkları, baş ağrısı, taşikardi, titreme, terleme gibi stres belirtileri ortaya çıkabiliyor. Bunların ortaya çıktığını fark ederlerse beyin otomatik olarak bu olumsuz düşünceleri üreteceği için bunların alternatiflerini düşünmeye çalışmalılar.” şeklinde anlattı.
Bu durumlarda uygulanabilecek çözüm olarak, “Yapabiliyorlarsa öncelikle nefes egzersizi çok önemli. Gevşeme, nefes egzersizi, sonra da dikkati başka yere yönlendirme ve dikkat artırma teknikleri, bunlara başvurabilirler. Kontrolün kendilerinde olduğunu tekrar hissettiklerinde sınavın gerginliğinin azaldığını fark edecekler, cevaplayabildikleri sorulara öncelik verecekler ve rahatlayacaklar. Cevaplayamadıkları sorularda da bu sınav kaygısının tetiklendiğini hissettiklerinde de yine bahsettiğim bu gerginlik azaltma tekniklerini kullanabilirler.” ifadelerinde bulundu.
“Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın”
Luş, Ebeveynlere “Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın” uyarısında bulundu. Aileleri, çocuklarının baskı altında olduklarını bilerek başkalarıyla kıyaslamamaları ve onlara “Sınavı kazanamayacaksın.” gibi eleştirel cümlelerle yaklaşmamaları konusunda uyaran Luş, ailelerin beklentilerini de çocuklarına göre ayarlamaları, bu süreçte huzur ve güven vererek ellerinden geleni yapmaları gerektiğini belirtti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk Ergen Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk da sınav dönemlerinin, birçok öğrenci için stresli ve zorlayıcı dönemler olduğunu belirtti.
Sınav dönemlerinde kaygının çeşitli şekillerde ortaya çıkabildiğinden bahseden Konuk, , kalp atışında hızlanma, terleme, titreme, nefes alıp vermekte güçlük, iştahsızlık, baş ağrısı, beslenme veya uyku düzensizliği gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra gerginlik, sinirlilik, karamsarlık, endişe, huzursuzluk gibi duygusal belirtilerin görülebileceğini ifade etti.
Sonuç değil süreç odaklı bakmak gerekiyor
Bu belirtileri gösteren çocukların sınavı yarıda bırakma veya sınava girmeme, ders çalışmayı erteleme, aşırı hareketlilik ya da tam tersi donakalma gibi hareketsizlik biçiminde davranışlar gösterebileceğinden bahseden Konuk, “Sınav stresini yaşayan çocuklar, bildiklerinin hepsini unuttuğunu, başarılı olmayacağını veya sınavı geçemezse her şeyin biteceğini düşünme, dikkati toplamakta güçlük, rezil olacağı inancı gibi zihinsel belirtiler de ortaya koyabilirler. Bu durum, var olan akademik performansın kullanımını engellemeye sebep olur. Bu düşünceler nedeniyle sınavda okuduğu soruları anlayamaz, dikkatini o esnada sorulara ve çözümlere veremez, çok iyi bildiği sorularda bile ufak hatalar yapabilir veya yanıtları unutabilir. Bu durum, çocuğun hem akademik performansını hem de kendine güvenini olumsuz etkiler.” ifadelerinde bulundu.
Ailelerin sınava sonuç odaklı değil süreç odaklı bakmalarının çocukların stres ve kaygısını azaltacağından bahseden Konuk, çocukların kaygılarını yenmeleri için aile desteğinin önemli olduğunu vurguladı.