Yargıtay, AYM’nin Can Atalay hakkındaki ihlal kararlarına uyulmasına yer olmadığına karar verdi

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkındaki ihlal kararlarına uyulmasına yer olmadığına ilişkin kararının gerekçesinde, AYM’nin verdiği ihlal kararıyla, Anayasa’nın 14. maddesinin işlevsiz hale getirildiği ve bu kararların denetlenemeyeceğinin ileri sürülmesinin bazı büyük tehlikeleri de bünyesinde barındırdığı kaydedildi.

Daire, Gezi Parkı davası kapsamında 18 yıl hapse mahkum edilen ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi’nde Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili seçilen Atalay hakkındaki AYM’nin ikinci ihlal kararına ilişkin incelemesini tamamladı.

Kararın gerekçesinde, Atalay hakkındaki mahkumiyet hükmünün Daire tarafından daha önce onanarak kesinleştiği, AYM’nin hak ihlali kararı sonrası bu karara uyulmaması yönde karar verildiği anımsatıldı.

Bireysel başvurular sonucunda verilen kararların, Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu bulunmadığı, buna rağmen AYM’nin yasal yetkilerini aşarak, hukuki değerden yoksun şekilde bireysel başvurular sonucunda verdiği bazı kararların Resmi Gazete’de yayımlandığı öne sürüldü.

Bu durumun da AYM’nin Anayasa’dan almadığı bir yetkiyle yargı kurumlarının üzerinde bir süper temyiz merci olarak vesayet makamı haline gelmesini sağladığı savunulan kararda, şöyle devam edildi:

“Dairemiz de 8 Kasım 2023’te verdiği hükümlü Şerafettin Can Atalay hakkındaki değişik iş kararı ile bu denetimsizlik nedeniyle adeta juristokrasiyi (yargıçlar iktidarını) andırır şekilde yorumla Anayasa hükümlerini uygulanamaz hale getiren keyfi kararlar verilmesi ve bu keyfiliği denetleme konusundaki yasal boşluk haline dikkat çekmiştir. Bu bakımdan AYM’nin, anayasa hükümlerini işlevsiz hale getiren kararlarının denetlenemeyeceğinin ileri sürülmesi ve sınırsız yetkilerle donatılması, bazı büyük tehlikeleri de bünyesinde barındırmaktadır.”

Kararda, AYM’nin Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararlarındaki hukuki kabul ve mantığın kabul edilmesinin “vahim sonuçların ortaya çıkmasına” sebep olabileceği aktarıldı.

AYM’nin bu ihlal kararlarında, Anayasa’yı yorumlama yetkisinin sadece kendisinde olduğunu ve bu yetkinin mutlak olup, herkesin bu karara sadakatle uyması gerektiğini ifade ettiği belirtilen kararda, böyle bir kabulün son derece sakıncalı görüldüğü kaydedildi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında, AYM’nin verdiği ihlal kararıyla, “bireysel başvuru yolu ile Anayasa’nın 14. maddesinin işlevsiz hale getirildiği” ifade edildi.

Kararda, Anayasa’nın koruma altına alınan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen hükümlerinin de bu şekilde yorum yoluyla defacto olarak uygulanamaz hale getirilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalınabileceği belirtildi.

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir